03 Ocak 2007

Çizgi Filmler Dünyasına Bir Bakış Part-1

VOLTRON : Kendilerine voltran derdik ama orjinal ismi Voltron'dur. Beş adet aslanın birleşmesinden oluşan bu zat, ışın kılıcı ile önüne gelen düşmanını kabak gibi iki parçaya bölerdi. Daha sonra Lazeryon gibi taklitleri türedi ama biz en çok aslanlı voltranı severdik. Arabalı, uçaklı versiyonu da çıktı Voltranın ama köfte kulaklı, aslanlı voltranın tadı eşsizdi. Yeşil aslanı kullanan ezik tipli, gözlüklü şahsiyetin adı da piçti (pidge) galiba . Bi de kendileri lügatımıza " Ben de başını oluşturucam " lafını eklemiştir. Bir nevi bebekler için mangadır kendileri.
SIMPSONS : Matt Groening'in kendi hayatından esinlenerek yarattığı karakterlerdir. Amerikan ailesinin hayatı anlatılır gibi gözükse de gündeme dair eleştiriler sık sık işlenir. Pek çocuklara yönelik değildir de zaten. Bir dönem Show TV'de yayınlanırken Bart'ın Moe'yu arayıp Don Suzum'u arıyorum diyerek Moe 'yu Don Suzum diye bağırtması Türk Dublaj sanatının parlamasının ilk işaretidir.(bkz. shrek vs..) Mevcut yöneticilere iyi giydirir. Lüzumsuz bilgilere ek olarak tüm diziyi bir avuç insan seslendirmekte ve tüm çizimleri elle yapılmaktadır.


CLEMENTINE : Arıza yaratmış bir çizgi filmdir. 80 kuşağının psikolojisini bozmuş, ortalıkta psikopat tiplerin türemesine sebebiyet vermiştir. Akranlarımdan Malmot' a özenip de ateşe çekirge filan atan tipler olduğunu biliyorum. İtiraf edin siz de tırsmıştınız ama kendinizi seyretmekten de alıkoyamamıştınız. Bugün seyretsem yine altıma zıçarım korkudan çatır çatır.

JAPON FUTBOL ÇİZGİ FİLMLERİ : Rüzgarın oğlu Esteban, Striker, Benjamin, Tsubasa bu ekole örnek verilebilir. Takım kaptanı, karşı takımın as oyuncusu atağa kalkınca önce 3 adam yollar olmadı 5 adam yollar en sonunda kendi başına gider topu alırdı. Çekilen bir şutun kaleye varma süresi bir bölüm sürdüğüne göre varın siz o stadyumda maçı izleyenlerin ne hale düştüğüne. Akula, Süper Magnum ve bilimum attiribittik isimli kombinasyonlar bize topa vurulunca aslında topun küre olmaktan çıktığını, topun esasen kapalı 1.5 pide şeklinde olduğunu, önce üst direğin sonra kalecinin kellesinin görünmesinden dünyanın yuvarlaklığını öğretmiştir biz genç dimağlara. Bu çizgi filmler uzun ve bayık fransız filmlerine benzer. Tadı sasıdır insanı canından bezdirir.

3 yorum:

TirtFahrettin dedi ki...

futbol çizgi filmlerinde takımın kalecisi paso şişman olurdu. bir de takım kadrosunda illa bir ikiz kardeş olayına girilirdi ya. şimdilerde ara sıra lig tv süper santrafor die bi çizgi film var, yaklarsam izliyorum ama yavan.

The Simpsons'a gelince, severim hatta taparım. Kendi ekolünü yaratmış ve taklidini çıkartmış bir eserdir. Bart ile tahsil hayatım ciddi paralellik gösterir. Herif senelerdir 4. sınıf lan!

senaaaaa dedi ki...

bi tane japon çizgifilmi vardı gene, boksör olmaya çalışan bi çocuk vardı, babası alkolikti felan.. şimdi pek birşey hatırlamasam da o çizgifilme dair bi tek şu var: tren yolunun yanında bir direğe tırmanıyor ve trendeki tüm yolcuların gözlerinin içine bakmaya çalışıyordu. böylece yumrukları çok hızlı görebilecekti, daha dikkatli olmasını sağlıyodu, ya da bizi yemişler bilemiyorum, ama zaten trenlerle fazla haşır neşir biri olarak sürekli denediğim birşeydir bu..

licensedtokill dedi ki...

Elemanın adı Genki idi