04 Eylül 2007

Bir Delinin İtiraf Defteri

Günlük hayatın içinde koşturup giderken yaşamın nasıl geçip gittiğini anlamıyorum. Evimden ayrılalı tam altı ay oldu. Tüm sevdiklerimi, işimi kısaca bana ait herşeyi geride bırakıp buralara geldik. Daha önce de söylemiştim; insan elindekinin değerini yitirince anlıyor.



Öğrenciyken bu okul da biter mi muhabbetlerini sanki dün yapıyorduk bahçede arkadaşlarımla çay sigara eşliğinde laflarken. Bir de baktım 5 sene bitmiş, koca adamlar olmuşuz. Daha dün kardeşimle evin koridorunda top oynuyorduk sanki. Sanki dedem hala hayatta. Babam üniformasını, kardeşimle ben takımlarımızı, annem canım annem de saçlarını yaptırmış en güzel kıyafetlerini giymiş de salonun duvarında asılı olan aile fotoğrafımızı sanki bu akşam çektirmişiz gibi. Kim ne derse desin zaman su gibi akıyor insanın avuçlarından. Ne tutacak bir kap var o suyu ne de durduracak bir set. Düşünmeden aksın gitsin istiyoruz, bilmiyoruz ki azrail bizi sinsice bekliyor sırıtarak.



Doğru her canlı mutlaka ölümü tadacak zamanı gelince. Önemli olan dün ağladıklarımıza bugün gülebilmek. Yaşanan her anın tadını çıkarmak. Sonradan pişman olacaklarını baştan yapmamak. Her insan gibi benim de pişmanlıklarım var. İçime attığım pişmanlıklar. Pişmanım, bugüne kadar aileme sizleri çok seviyorum cümlesini onlara fazla sarfetmediğim için. Pişmanım anneanneme daha fazla zaman ayırmadığım için.
Sadece pişmanım

Hiç yorum yok: